RSS

30 Nisan 2010 Cuma

bi gün tramvayda gider-iken...


Bi akşam üstü, hızlıca attım kendimi tramvaya. İşe yetişmek için sabahları alışkanlık olan telaştan olsa bu 'hızlıca atraksiyon (= Neyse efendim geçtim en arkaya şahsıma ayrılmış koltuğuma usulca oturdum. Taktım kulaklığımı müzik eşliğinde dört duraklık yolculuğuma. 'her yerde, her zaman müzik ;) Kulaklığımın teki sizlere ömür, malum müziğime çevresel sesler de dahil oluyor...Hemen arkamdaki koltuğa bir bayan oturmuş, yanındaki adamın askıntı oluşuyla anladım. Bakalım muhabbete:

Kadın (jale) seri hareketlerle boş bulduğu koltuğa oturur. Yanında ki delikanlı (Mahmut) ne kadar kestikten sonra bilinmez, hatuna bir soru yöneltiyor;

Mahmut- Maç mı dinliyorsun ??
Jale- Hıı hııı eveeeiiittt... (concon kız tonlamasıyla)

bir dakika sessizlik.... ve hatun konuşur ya da konuşmaya yakın sesler çıkarır :-/

Jale- Iımmm siz beniimmm maç dinlediğimi nasıl anladınız bakimmmm ?!

ve işte son zamanların en ince, en manalı, en iç okşayışlı iltifatı gelir:

Mahmut- eee dinlerken tribe giriyonnnn..
Jale- haahaahahha... (saç savrulur)
Mahmut- Kaç kaç ??
Jale- Ayyy bilmiyooom ama kesin yenerizzzz.
Mahmut- Galatasayarlısın kesinn çok zor beeeee...
Jale- Evet gorcennn maç yeni başladıııı ccaaanııımmm...

vesaire, vesaire muhabbetlerle başlayan bi tanışma hikayesi.
Dört duraklık kulak misafirliği bittiğinde, attım kendimi dışarıya. Nasıl tanışma halleri, nasıl insan tipleri diye düşünmeden alamadım kendimi. Beğenilme, beğenme, sevgi, aşk duyguları nasıl cümlelerle taçlanıyor/taŞlanıyor yazık...
Mahmut ve 'trip Jale'ye mutluluklar diler, Beyaz Show'a odaklanırım.. saygı benden ;)

Not: Mahmut ve Jale karakterleri ve olay tamamen gerçek olup, isimler kafadan atılmıştır. Tüm normal Mahmut ve tripsiz Jale'lerden özür dilerim (=

0 yorum:

Yorum Gönder